Uzak diyarların birinde sonbahar geldiğinde bir çiftçi tarlasını sürmüş ve buğday tohumlarını tarlasına ekmiş. Bütün tarlayı sürdükten ve tohumları ektikten sonra sulamış ve işini bitirmenin rahatlığı ile evine dönmüş.
Günler günleri kovalamış ve toprağın altında olan buğday taneleri yavaş yavaş filizlenmeye başlamışlar. Hepsi ilkbaharın gelmesini sabırsızlıkla bekliyorlarmış. İlkbahar geldiğinde hep birlikte toprağın üstüne filizlerini çıkartacak ve büyüyeceklermiş. Neredeyse bütün buğdaylar ilkbaharın gelmesini sabırla beklerken içlerinden birisi ise beklemek istemiyormuş. Hemen yanında olan diğer tohumlara: “Ben beklemekten sıkıldım. Toprağın üzerine çıkmak, filizlenmek ve yeryüzünü görmek istiyorum.” diyormuş. Arkadaşları ise: “Olmaz şimdi çıkarsak yaşamamız mümkün değil hava çok soğuk. İlkbaharın gelmesini beklememiz gerekiyor.” diyorlarmış.
Onların bu sözleri buğday tohumunu ancak birkaç gün durdurabilmiş. Toprağın altında hiçbir şey yapmadan beklemekten çok sıkılan buğday tohumu: “Ben daha fazla beklemeyeceğim.” diyerek filizlenmeye başlamış. Filizini toprağın üzerine çıkartmış. Buğday filizi ile toprağın üstüne çıktığında yeryüzünün ne kadar büyük ve güzel olduğunu görmüş. İçinden: “İyi ki de daha fazla beklememişim.” diye düşünmüş.
Bu sevinci ve mutluluğu ise oldukça kısa sürmüş. Çünkü hava o kadar soğukmuş ki çok üşümüş. Buna aldırmayan buğday filizi büyümeye devam etmiş. O büyürken ve arkadaşlarının boşu boşuna toprağın altında beklediklerini düşünürken aniden çok şiddetli bir rüzgar çıkmış. Buğday filizinin boynu bükülmüş ve rüzgardan adeta toprağa yapışmış. Gözlerini kapatmış ve: “Artık yeter dursun bu rüzgar.” derken aniden şiddetli bir yağmur başlamış.
Rüzgar, yağmur, kar derken buğday filizi artık toprağın üzerine zamansız çıkmaktan dolayı çok pişmanmış. Toprağın altına arkadaşlarının yanına dönmek istiyormuş ama bunu bir türlü başaramıyormuş.
Günler günleri kovalamış ve zamanından erken çıkan buğday filizi yorgun halsiz ve artık büyüme isteğini kaybetmiş bir haldeyken ilkbahar gelmiş. Buğday filizleri toprağın üstüne çıkmışlar ve neşe ile etraflarını izlemeye başlamışlar. En çok da erkenden çıkan arkadaşlarını merak ediyorlarmış.
Erken çıkan buğday filizinin yorgun ve cılız halini gördüklerinde çok üzülmüşler. Onun bu yaptığı hatanın bedelini de buğday veremiyor olmasıyla ödemesine çok üzülmüşler.